Bey gibi yapmak!

Emeklilere o da tümüne değil, sadece tek bir emekli maaşı olanlara 5 bin lira 100. Yıl ikramiyesi çıktı. Oysa beklentiler, maaşlara yapılacak artışla ilgili müjdeydi. O bir başka tarihe kaldı. Zaten; ocak ayında, maaşlara doğal olarak bir maaş artışı olacak. İşte o zam çerçevesinde yapılacak birkaç puan artışı ile emeklilerimiz “müjde”lenecekler.Birkaç gün önce Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye’deki ekonomik gelişmelerle ilgili tespitleri kapsayan açıklamalarda bulunmuştu. Bu tespitlerin içinde, emeklileri direkt olarak ilgilendiren bir bölüm vardı. IMF diyordu ki, “emeklilere yapılan maaş artışları yeterlidir. Zaten maaş artışları açıklanan resmi enflasyon kadar değil, planlanan kadar olmalıdır.” Dikkat edin hedeflenen de denilmiyor. “Kalbinizden geçen kadar zam yapsanız yeterlidir” denilmek isteniyor. Malumları olduğu üzere ülkemizde enflasyonla mücadele programlarını uygulamaya Merkez Bankası koyuyor ve enflasyonla mücadele Merkez Bankasının asli görevleri içinde yer alıyor. Merkez Bankamız, yılbaşında yüzde 25 gibi bir hedef ortaya koymuştu. En başta bu hedefi koyanlar bile bu rakama inanmamıştı. Ama, varsın olsundu, yüzde 25’te bir hedef hedefti, bakarsanız tutuverir yüzleri güldürürdü. Olmadı; yıl içinde, birkaç kez daha hedef artışına gidildi. Sonuçta, Orta Vadeli Programda belirlenen yüzde 65’ler bile aşıldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ise yaşadığımız enflasyonu değil, gönlünden geçeni açıklıyor.Şimdi bu şartlar altında ülkemiz için gayri resmi “niyet mektubu” açıklayan IMF’nin uzmanlarına sormak gerekiyor. Siz hangi orana göre maaşlara zam yapılmasını uygun görüyorsunuz?Bu adamların, ülkemizde yaşayanlar kadar emeklilerin durumundan bihaber olduklarını söylemek sanıyorum yanlış olmaz. Arkadaş, bu ülkede yaşayan emeklilerin yüzde sekseni 7 bin 500 lira maaşla hayatını idame ettirmeye çalışıyor. O da Hazine’den sağlanan destekle. Dul ve yetimlerin maaşları ise yerlerde sürünüyor. İnsanlar, akşam saatlerinde, hava karardıktan sonra pazar artıkları içinde yiyecek sebze ve meyve ayıklıyorlar. Marketler, bir zamanlar çöpe attıkları ürün artıklarını “çıkma mal” diye tezgaha koyuyorlar. Vatandaş kırmızı ete hasret kalmış, yemeklerinden et kokusu gelsin diye kiloyla kemik alıp kaynatıyor. Sonra da birileri çıkıp akıl veriyor. “Yapılan zamlar yeterliymiş, yapılması gereken zaten düşünülen kadar olmalıymış.” Şimdi çok çeşitli görüşler gazete haberlerine yansıyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. Mesela, sadece memur emeklileri için bir maaş artışından söz ediliyor. Rakamlar havada uçuşuyor. Öyle ki, emekli maaşlarının en düşük memur maaşı kadar olacağını söyleyenlere bile rastlıyoruz. Kimi, en az asgari ücret kadar olacak derken, bir kısım etkili ve yetkili vatandaşımızda yüzde 25’lerden kapıyı açıyor. Buradan şuna gelmek istiyorum. Emekli dediğiniz kesim, aileleriyle birlikte 30 milyonluk koca bir vatandaş grubunu oluşturuyor. Bu insanların, haysiyetleriyle daha fazla oynamayın ve yetkili, yetkisiz ağızları bir susturun. Sadece bir kişi çıksın desin ki, “biz maaşlara yapılacak artış için çalışıyoruz. Çalışmalarımızı şu tarihe kadar tamamlayacağız ve şu gün çıkıp açıklayacağız.”Bunu yapmak çok mu zor ?Şu; 5 bin liralık, bir kere yapılacak ikramiye bile günlerce ağızlarda sakız oldu. Bu yılın ilk yarısında, Kur Korumalı Mevduat için 150 milyar lirayı gözünü kırpmadan ödeyebilen bir hükümet, emeklilere verilen 5 bin lira ikramiyenin yükünün 61 milyar lira olduğunu ve bu yükün altına girdiklerini övünerek açıkladı. Oysa verilecek olan ikramiye, tüm emeklileri de kapsamıyor. Emekli olduktan sonra bir şekilde ikinci bir iş kuran ya da bir başka işte çalışana da ikramiye verilmeyecek. Böyle bir ayrımcılığa gerek var mıydı onu da sormak istiyorum. Allah aşkına ne yapacaksanız, şunu bir kere de bey gibi yapın!