İkinci yüzyıla girerken Cumhuriyetimizde sorunlar -3

Cumhuriyetimizin ikinci 100 yılında Türkiye kendi iç sosyal sorunları çözmelidir. Bunlar çözülmezse ileride daha büyük sıkıntılara ve müdahalelere yol açabilirler. Daha açık söyleyecek olursak bölücülük mutlaka sonlandırılmalıdır.
Cumhuriyeti Türkiye’de yaşayanlar olarak hep birlikte kurduk, yine hep birlikte ikinci yüzyıla taşıyacağız. Cumhuriyetin kuruluşunda verilen emek, ödenen bedel ortaktır. Elbette sevinç ve coşku da ortak olacaktır. bu düşünce göz önüne alınarak basın ve her türlü medyada sürekli farklılıkları ön plana çıkarmak yerine, ortak kültür değerlerini ön plana çıkarmak yapılacak en önemli ve en akıllıca iştir. Ama şimdiye kadar, çok dikkat edilmesi gereken durumlar maalesef özensiz ve dikkatsizce sürdürülmüştür..
Hepimiz biliyoruz ki Anadolu’ya göç, artarak devam etmektedir. Aslında Anadolu’ya sadece son 250 yılda Kafkaslardan, Balkanlara kadar olan coğrafyadan yaklaşık 6 milyon insan göç etmiştir. Ama son yaşadığımız sığınmacı sorunu, hem demografik yapımızın hem sosyal yapımızın hem de güvenlik politikalarımızın büyük değişimine sebep olmuştur, olmaya da devam ediyor. Görmezden duymazdan gelmekle sorun çözülmez. Bunu mutlaka görmek ve yeniden değerlendirmek gerekmektedir.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılında birlikte yaşama kültürümüzü çok daha fazla güçlendirmeliyiz. Sığınmacıları güvenli bir şekilde ülkelerine göndererek, terör ve teröristlere gereken en sert cevabı vererek, içeride de ortak değerlere daha sık ve daha çok vurgu yaparak bunu başarmak zorundayız. Ülkemizde etnik kökenimiz ne olursa olsun, aile çatısı altında bir araya gelebiliyoruz da, devlet çatısı altında neden bir arada olamıyoruz? Bizce bu sorunun sürmesi daha çok yönetimlerden ve dış kışkırtmalardan kaynaklıdır.
Biliyoruz ki çağımızda bir insanın beş temel hakkı vardır;
1-     Yaşama hakkı
2-     Barınma hakkı
3-     Eğitim hakkı
4-     Sağlık hakkı
5-     Kültürünü yaşama ve geliştirme hakkı.
Biliyoruz ki  genelde kültür farkımız yoktur,  kültür zenginliğimiz vardır.  Türkiye ikinci yüzyılda bu beş temel hakkın bölücülüğe yer vermeyecek şekilde bütün yurttaşlara verilmesini sağlamalıdır.
GENÇLERE ÖNEM VRMELİ VE GENÇLERLE İLGİLENMRLİYİZ
Cumhuriyet gençlerindir. Gençleri  arkasına almayan hiçbir sosyal ve siyasi hareket başarılı olamaz. Ayrıca gençlik sadece geleceğimiz değil, aynı zamanda bu günümüzdür. Gençlerimizi biraz sahipsiz bıraktık. Teknolojinin gelişmesi eğitim imkanlatının genişlemesi ile birlikte gençlerin hayata atılma yaşı daha da düştü. Genç nüfusuyla övünen Türkiye, onları ihmal ederek karamsarlığa itiyor. Buna rağmen yüreği vatan sevgisi ile dolu tüm sorumluluklarını yerine getirmeye hazır önemli bir gençlik kitlesi var. Gençliğe vereceğimiz en önemli değer ise eğitimdir.
Eğitimde de kaliteden asla taviz verilmemeli, liyakat her alanda ön planda olmalıdır. Kız çocuklarının okullaşma sorununun günümüzde hala sürmesi kabul edilemez. Bu sonlandırılmalıdır. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında bu durum ülkemize ve halkımıza yakışmamaktadır.
Cumhuriyetimizin başlarında getirilen eğitim hakkından fırsat eşitliği çerçevesinde herkesin yararlanması, Cumhuriyetimizin ilk yüzyılının önemli bir hedefiydi. Bundan asla taviz verilmemelidir.
Gençlerimizin artık siyasetin içinde daha fazla olması onların hakkıdır. Gençler kendi geleceklerini belirleyecek siyasi kararlara katılma hakkına sahip olmalıdırlar.
Unutmayalım ki Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını bu Cumhuriyetin yetiştirdiği gençlerle kuracağız.
KADINLATIMUZA HAKLARI KULLANDIRILMALIDIR
Kadınlarımız özellikle iş ve çalışma hayatında Cumhuriyetimizin birinci yüzyılında epey mesafe aldılar. Ama son yıllarda kadınların çabalarının devam ettirilemediği görülüyor. Kadınlarımız siyasetin malzemesi değil, siyasetin yapıcısı ve uygulayıcısı olmalıdır. Kadınlar siyaset alanında sadece seçim çalışmalarına katılmakla yetinmemeli, aynı zamanda sorumluluk da almalıdırlar. Siyasette görev alacak kadınlarımız onlara ayrılacak kotayla belirlenmemeli, siyasetteki kadınlarımız nüfusları oranlarıyla orantılı bir şekilde temsil edilmelidir. Bu arada belirtmeliyiz ki Cumhuriyetimiz birinci yüzyılda bu konuda başarılı olmuştur. Yönetimde görev alan kadınlarımızın oranı Avrupa birliği Oranına yakındır. Ama son yıllarda bir gerileme olduğu da görülüyor.
DEVLET YAPIMIZ YENİDEN DÜZENLENMELİ
Devlet yapımızın da yeniden düzenlenmesinin gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır. Bunu daha önceki yazımızda da belirtmiştik. Devlet yapımızın Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının ihtiyaçlarına cevap verecek bir yapıya kavuşturulmasını mutlaka sağlamalıyız
Yazımızın tamamında bahsettiğimiz sorunlar üstesinden gelinemeyecek sorunlar değildir. Unutmayalım, her yolculuk küçük bir adımla başlar. Şartlar ne olursa olsun daha iyiyi hedeflemek gelişmenin bir gereğidir. Başladıktan sonrası daha çabuk gelecektir.
Cumhuriyetimizin 100. yılını tamamladık. Hepimize kutlu olsun!