Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, piyasalarda tedirginlik ve güvensizlik oluşturmaya yönelik haberlerin kasıtlı olarak dolaşıma sokulduğunu, bakanlıktan açıklanmayan hiçbir habere itibar edilmemesi gerektiğini söyledi. Şimşek’in açıklamasını değerlendiren Ekonomist Uğur Civelek, bu açıklamanın sadece kredi kartına yönelik değil uluslararası piyasaya da bir mesaj olabileceğini belirtti. Civelek, “Bu açıklama çok yönlü düşünülmeli. Enflasyonla mücadele, gri liste ve seçim sonrası için de düşünülebilir. Yani sadece kredi kartı taksitlerinin kalkması böyle bir açıklama yapmayı gerektirmez. Türkiye’nin Rusya ile ilişkileri, ABD’nin yeni yaptırım listeleri gibi çok daha ciddi konular gündeme gelecek kısa bir süre sonra. Şimşek o zamana kadar bazı haberler ve spekülasyonları önlemeye çalışıyor da olabilir. Rusya ile ilişkiler başlı başına zaten sorun. Kışın enerji alıyorsun yazın turist. Ekonomi yönetimi ise Batı ve ABD ile ilişkilerin iyi olmasını ve ABD yaptırımlarını olduğunca düşük seviyelerde kalması için çaba harcayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
ABD yaptırımları konusunda Türkiye’nin zor bir süreç yaşayabileceğini söyleyen Civelek, “Ekonomi yönetiminin planı ile Cumhurbaşkanının planları örtüşmüyor. Erdoğan, en azından kış bitmeden Rusya ile kötü olmak istemeyecektir. Fakat ekonomi yönetimi sıcak parayı bulmak ve ABD yaptırımlarına engel olabilmek için Rusya il ilişkilerin soğutulmasını isteyecektir. Bu çelişkili ortamda bizden gelmeyen açıklamalara uluslararası piyasaların ve ekonomi çevrelerinin itibar etmemesini istiyor da olabilir. Seçime kadar olan dönemde birtakım harcamaların kısıtlaması oy kaybına yol açabilir. Bunun için de söylemiş olabilir. Para politikası yeterince sıkı değil, mali politikalar zaten seçimden önce düzelmesi çok zor. Bu koşullarda enflasyon hedefine ulaşmak mümkün değil. Talebi kısmak için birtakım adımlar atılacaktır. Birtakım açmazlar var ve bu açmazlara dokunulduğu zaman ekonomi yönetimi ile Cumhurbaşkanının arası açılabilir. Şimşek de bu açmazlara dokunulmasının önünü almak istiyor olabilir. Herkesin aklındaki asıl soru seçimlerden sonra ekonomi yönetimi ile devam edilecek mi? Basit bir örnek vereyim Merkez Bankası geçtiğimiz hafta toplandı ve faizi arttırmadı. Uluslararası sermaye faizlerde az da olsa bir artış bekliyordu. Neden yükseltilmedi? Seçim sonuna mı bırakıldı. Bir diğer örnekte kredi kartlarına yapılacak düzenleme seçimi neden bekliyor? Bunlar hep ekonomi yönetimi ile yolların ayrılabileceğine yorumlanıyor” ifadelerini kullandı.
ABD’deki seçimin de tüm küresel sermayeyi ve jeopolitik yapıyı derinden etkileyebileceğini belirten Civelek, “Bakın ABD’de seçimler yakında. Donald Trump birçok eyalette ön seçimi kazanıyor. Trump’ın kazanması durumunda Avrupa’ya ne gibi mesajlar verecek. Önceki döneminde korunmak istiyorsanız savunma bütçesini arttırın diyerek açık bir şekilde tehdit etmişti. Şimdi yeniden başkan olursa Rusya ile ABD arasındaki gerginlik en çok Avrupa’yı etkileyecektir. Avrupa ya Trump’a boyun eğecek ya Rusya ile ilişkilerini ABD’ye rağmen geliştirecek ya da kendi ordusunu kuracak. Bu gelişmelerin olduğu bir ortamda Türkiye’ye hiçbir yerden sıcak para getiremezsiniz. Ekonomi yönetiminin işi gerçekten çok zor hem uluslararası piyasa hem de yurtiçi piyasa böyle devam ederse ne enflasyon tahminleri tutar ne de başka bir şey” ifadelerine yer verdi.
Ekonominin çıkışını yeni vergi ve zamlarda görülmesi durumunda enflasyonun daha da içinden çıkılmaz bir hal alacağını belirten Civelek, “Türkiye’de zaten dolaylı vergiler yani ÖTV, KDV gibi vergiler çok yüksek. Bunu daha fazla arttırmak kayıtdışılığın önünü açar. Ayrıca dar ve sabit gelirlinin daha fazla vergi yükünü kaldırma şansı da yok. Vergi sistemi baştan sonra yenilenmesi gerekiyor” dedi.